24 Nisan 2025 tarihinde, akşam saatlerinde Tekirdağ'da meydana gelen deprem, bölge halkını derinden sarstı. Kandilli Rasathanesi ve AFAD tarafından yayımlanan veriler, 4.3 büyüklüğündeki depremin merkez üssünün Tekirdağ'ın merkezine yakın bir noktada olduğunu göstermektedir. Bu durum, geçmişte yaşanan depremlerle birlikte halkın kaygılarını artırdı. Peki, bu deprem ne kadar hasara yol açtı? İnsanlar nasıl tepki verdi? İşte tüm detaylar.
Tekirdağ’da gerçekleşen 4.3 büyüklüğündeki depremin merkez üssü, il merkezine yaklaşık 10 kilometre mesafede bulunan bir yerleşim yeri olarak belirlendi. Sarsıntı, şehirde kısa sürede birçok kişi tarafından hissedildi. Şehir merkezinde, bazı binaların hafif hasar görmesi korkuya yol açarken, endişe duyan vatandaşlar dışarı koştu. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, depremin hemen ardından "Tekirdağ'da deprem oldu mu?" sorusunu gündeme taşıdı. AFAD ve Kandilli Rasathanesi, depremin derinliğini 7.5 kilometre olarak açıkladı, bu da sarsıntının yıkıcı etkisini artıran bir etken oldu.
Depremin meydana gelmesinin ardından Tekirdağ Valiliği, AFAD’ın da katkılarıyla acil durum merkezlerini harekete geçirdi. Ekipler, yerel halkın durumu ve ihtiyaçları hakkında bilgi topladı. Bölgeye intikal eden ekipler, herhangi bir can kaybı veya ağır hasar durumunu gidermek için çalışma başlattı. Sosyal medya platformlarında ise kullanıcılar, depremin ardından "Çok korktuk!", "Dışarı çıktık" gibi paylaşımlar yaparak, bu tür olayların tekrar yaşanmasından duydukları endişeyi dile getirdi.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, deprem sonrası yapılacak ikincil incelemeler hakkında yaptığı açıklamada, binalarda yapılacak güçlendirme çalışmalarının hızlandırılacağını duyurdu. Bunun yanı sıra, Tekirdağ'da yaşanmış olan depremler arasında kaydedilen bu olay, deprem kuşağında yer alan Türkiye’de yaşanan doğal felaketlere olan hazırlığı artırmak için bir hatırlatma niteliğinde oldu. Tekirdağ halkı, geçmişte yaşanan depremleri unutmamakta ve her an yeni bir sarsıntıyla karşılaşabileceği düşüncesiyle tedbirli davranmaya özen gösteriyor.
Özellikle, Tekirdağ ve çevresindeki yerleşim yerleri, depremlere karşı nasıl bir yapısal dayanıklılık sergilediğini gözden geçirmek zorunda. Uzmanlar, binaların depreme dayanıklılık testlerinin düzenli olarak yapılması gerektiğini vurguluyorlar. Ayrıca, afet durumlarına hazırlık eğitimlerinin sıkılaştırılması gerektiği konusunda da hem yerel yönetimlere hem de halkı bilgilendirici programların artırılması gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Tekirdağ'da meydana gelen sarsıntının ardından gerçekleştirilecek olan incelemeler ve müdahale süreçleri, vatandaşların güvenliği açısından büyük bir önem taşımaktadır. Kentin deprem gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, her an hazırlıklı olunması gereken bir durum olduğu kabul edilmektedir. Tüm bu süreçlerde Tekirdağ'daki halkın dayanışma içinde olması, afetler konusunda birlikte hareket etmenin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.