İstanbul, 12 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından Şişli’de bulunan bir binanın çökmesiyle sarsıldı. Şehirdeki zayıf yapıların endişe verici durumu bir kez daha gündeme geldi. Çöken bina, deprem gelir gelmez yardım ekiplerinin hızlı bir şekilde olay yerine intikal etmesine neden oldu. Bu üzücü olay, İstanbul'un depreme dayanıklılığı ve şehirdeki yapı stokunun durumu hakkında ciddi soruları gündeme getirdi.
Olay, sabah saatlerinde gerçekleşti ve çevredeki birçok insanın korku dolu anlar yaşamasına sebep oldu. İlk belirlemelere göre, çöken binada eski ve zayıf inşaat teknikleri kullanılmıştı. Mahalle sakinleri, depremin ardından binanın çatlaklar oluştuğunu gözlemlemişti fakat gerekli önlemler alınmamıştı. Olay sonrası, 20'den fazla kişinin göçük altında kaldığı bildirildi. Arama kurtarma çalışmaları hızla başlarken, itfaiye ve AFAD ekipleri, enkaza ulaşmak için yoğun çaba sarf etmeye başladı. Yüzlerce kişi, olay yerinde gelişmeleri endişe içinde izledi.
Çöken binanın etrafındaki alan, güvenlik şeritleri ile çevrildi ve vatandaşların bölgeden uzaklaştırılması sağlandı. Anında medyaya yansıyan bu görüntüler, sosyal medya platformlarında büyük yankı uyandırdı. Kullanıcılar, İstanbul’un yaşadığı bu felaketi tartışırken, özellikle depreme dayanıklı yapıların ve yeterli denetimlerin sağlanıp sağlanamadığını sorguladılar. Uzmanlar, eski binaların depreme karşı direncinin sorgulanması gerektiğini vurguladı ve bu tür olayların önüne geçilmesi adına, şehir genelinde gözden geçirme yapılması gerektiğini dile getirdi.
İstanbul, tarih boyunca birçok depremin yaşandığı bir bölge olarak bilinir. Coğrafi olarak aktif bir fay hattı üzerinde bulunan İstanbul, 1999 Marmara Depremi'nden sonra büyük bir dönüşüm sürecine girmişti. Ancak son yıllarda bu dönüşüm sürecinin yavaşlayarak gerilediği gözlemlendi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamalara göre, şehirde bulunan 14 binin üzerinde binanın acil güçlendirme ihtiyacı bulunduğunu belirten uzmanlar, bu durumun şehirdeki yapıların güvenliği için hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
Çöken binanın durumu, deprem sonrası hazırlıkların yetersiz olduğunu gösterdi. Şehir sakinleri ve uzmanlar, ilgili kurumların hızla harekete geçmesini ve benzer olayların önlenmesi için gerekli adımların atılmasını bekliyor. İstanbul'daki bina stoğu, hem mevcut yapıların durumu hem de yeni inşaatların depreme dayanıklılığı açısından sürekli olarak gözden geçirilmeli. Deprem anında oluşabilecek can kayıplarını en aza indirmek için, şehirdeksıfır binaların yasalar çerçevesinde ve güvenilir müteahhitler tarafından yapılan kontrol mekanizmaları geliştirilmelidir.
Haberin duyulmasının ardından, sokaklar yoğun bir şekilde protesto gösterilerine sahne oldu. Birçok insan, yetkilileri depreme dayanıklılığı artırmaya yönelik adımları hızlı bir şekilde uygulamaları için eleştirdi. 'Yaşamak istemiyoruz' yazılı pankartlar taşıyan kalabalıklar, depremler karşısında daha fazla önlem alınması gerektiğini savundu. Sosyal medyada da ‘İstanbul’un deprem gerçeği’ başlığı altında yapılan paylaşımlar, şehir halkının bu konuya olan duyarlılığını ve farkındalığını artırdı.
Şimdi gözler, çöken binanın enkazından çıkacak olan can kaybı ve yaralı sayısında. Uzmanlar, bu tür olayların yaşanmaması adına acilen yapılması gerekenleri yineliyor. Yıllardır süregelen yapı denetim eksiklikleri ve iş sağlığı güvenliği kurallarının ihlali, İstanbul’da yaşayan herkes için tehlike oluşturuyor. Yerel ve ulusal yetkililerin bu konuda daha etkin ve hızlı çözümler üretmeleri gerektiği ortaya çıkıyor. Gelecek günlerde deprem riski ile ilgili daha fazla gündem oluşacağı aşikâr. İstanbul'un güvenliği, her zaman en öncelikli mesele olmalıdır.