Yemen'deki Husiler, gerçekleştirdikleri cesur ve tartışmalı bir saldırıyla uluslararası gündemi sarstı. İsrail’in en önemli hava trafiği merkezi olan Ben Gurion Havalimanı, Husiler tarafından yollanan balistik füzelerle hedef alındı. Saldırının arkasında yatan nedenler ve olası sonuçları, hem bölgesel hem de küresel düzeyde tartışma yaratırken, uluslararası ilişkilerin seyrini etkileyebilecek bir gerilime işaret ediyor. Bu olay, Ortadoğu'da devam eden çatışmaların ve güç mücadelesinin yeni bir boyutunu da gözler önüne seriyor.
Husiler, 18 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirdikleri bu saldırıyı üstlendiklerini duyurdu. Yapılan açıklamada, "İsrail’e karşı mücadelenin bir parçası olarak bu saldırıyı düzenledik" ifadelerine yer verildi. Saldırı sırasında, bazı füzelerin havalimanına ulaşmadan önce İsrail'in hava savunma sistemleri tarafından imha edildiği bildirildi. Ancak, uluslararası gözlemciler, saldırının amacının yalnızca fiziksel zarar vermek değil, aynı zamanda psikolojik bir etki yaratmak olduğunu vurguluyor.
Bu olayın ardından, İsrail Savunma Bakanlığı, füze saldırılarına karşılık olarak bir dizi misilleme saldırısı düzenleme tehdidinde bulundu. Havalimanının hedef alınması, çok sayıda sivilin bulunduğu bir bölgeyi etkilediği için, sivil kayıpların artmasından endişe ediliyor. Ayrıca, olayın ardından havalimanının uçuş trafiğinde geçici bir aksamanın yaşandığı ve havalimanında güvenlik önlemlerinin artırıldığı kaydedildi.
Bölgede yaşanan bu gelişmeler, uluslararası toplumda büyük bir yankı uyandırdı. Birçok ülke, Husilerin bu tür eylemlerinin kınanması gerektiğini vurgularken, bazı analistler ise olayın Ortadoğu’daki güç dengesini değiştirme potansiyeline dikkat çekiyor. ABD, uluslararası müttefikleriyle birlikte, bu tür saldırıların durdurulması için diplomatik yollar arayacaklarını açıkladı ve İsrail’in güvenliği için desteklerini yineledi.
Saldırının ardından, bölgede gerilimin daha da tırmanacağına dair endişeler artmış durumda. Husilerin, bu tür balistik saldırılar düzenleyebilmesi, diğer gruplar üzerinde de cesaretlendirici bir etki yaratabilir. Özellikle, bu eylemin, Filistinli grupların da saldırılarını artırabileceği korkusunu doğuruyor, ki bu da bölgede istikrarsızlığın daha da derinleşmesine yol açabilir.
Bununla birlikte, analistler, Husilerin bu tür saldırılarla yalnızca askeri bir hedefi değil, aynı zamanda uluslararası kamuoyunu kendilerine çekmeyi de amaçladıklarını belirtiyorlar. Bu tür olaylarla, Yemen'deki iç savaşın unutulmasının önüne geçmeyi ve bölgedeki devletlerin dikkatini üzerlerine çekmeyi umuyorlar. Ancak, böyle bir stratejinin uzun vadede ne kadar etkili olacağı şüpheli.
Sonuç olarak, Husilerin Ben Gurion Havalimanı’na düzenlediği balistik füze saldırısı, sadece İsrail için değil, bölge için de yeni bir tehlikenin habercisi olarak görülüyor. Ortadoğu’daki güç dinamikleri, bu tür eylemlerle birlikte yeniden şekillenmeye başlayabilir. Ülkeler arasında artan gerilimler, bölgesel çatışmaları ve uluslararası ilişkileri derinden etkileyebilir. Bu olayın ardından her şeyin nasıl gelişeceğini ise zaman gösterecek. Ancak, dünya üzerindeki bu tür çatışmaların sivil halk üzerindeki etkisinin bir kez daha hatırlanması gerektiği aşikâr.